TBMM, GAZZE İÇİN TOPYEKÜN HAREKETE GEÇMELİDİR

24.4.2024

TBMM, GAZZE İÇİN TOPYEKÜN HAREKETE GEÇMELİDİR

Grup Başkanvekilimiz Bülent Kaya, TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kuruluşunun 104. yılında yine Gazi Meclisimizin çatısı altında bir aradayız” Diyen Kaya, “TBMM, İstiklal Mücadelemizin karargahıdır. TBMM, Cumhuriyetimizin kurucu iradesidir. TBMM, Emperyalizme karşı verilen destansı mücadelenin arkasındaki ortak akıldır. Zira TBMM’nin ilk döneminde kürsü ve başkanın arkasındaki duvarda, Kur’an-ı Kerim’de Şûra Suresinin 38. Ayetinde geçen, ‘Onlar işlerini istişareyle yürütürler’ anlamına gelen ilahi kelamı bir levha halinde asılıydı” ifadelerine yer verdi.

“İşte bugün ülkemizin problemlerinin çözümü için ihtiyacımız olan ruh, bu ruhtur!” açıklamasında bulunan Kaya, şöyle devam etti:

“1920’de ecdadımız TBMM’yi kurarken, hangi değerlerimize yaslanarak ve hangi ilkeler çerçevesinde bir mücadele yürütmüş ise; bugün de aynı mücadeleyi aynı değerler ve ilkeler çerçevesinde yürütmek durumundayız.

Zira coğrafyamızı ve yeryüzünü ifsad etmek isteyen emperyalist ve siyonist küreselcilere karşı verilecek mücadelenin karargahı olabilecek yegane adres bugün yine TBMM’dir! Saadet-Gelecek Grubu olarak bizler, kurulduğumuz ilk günden itibaren aldığımız tüm kararlarda, yaptığımız itirazlar ve tekliflerde, işte bu anlayışla hareket ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki güçlü Meclis, güçlü Türkiye demektir! Bu duygu ve düşüncelerle, TBMM’nin kuruluşunun 104.yıl dönümü ile geleceğimizin teminatı sevgili çocuklarımızın ve tüm dünya çocuklarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en samimi duygularımla kutluyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Mücadelemizin öncü kadrolarını ve tüm isimsiz kahramanlarımızı şükranla yâd ediyor, çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum.

15 BİN ÇOCUK KATLEDİLDİ

Maalesef bir de ne çocukluğunu ne de bayramları yaşayamayan çocuklar var. Gözleri önünde anne-babalarını, kardeşlerini, arkadaşlarını kaybeden çocuklar var. Evlerinin önünde oyun oynarken, annesinin kucağında uyumaya çalışırken, okul yolunda bombalarla katledilen çocuklar var. Daha anne karnındayken vahşice katledilen bebekler var. Ne yazık ki Gazze’de çocuk olmak; hiç büyümeden, daha hayatı öğrenmeden ölmek demektir. İşgal rejimi İsrail, bilerek ve isteyerek doğrudan çocukları hedef almaktadır. 7 Ekim’den bu yana tam 200 gün geçti ve 15 bin çocuk katledildi. Düşünebiliyor musunuz; günde 75 çocuk! Yani her bir saatte üç çocuk katlediliyor Gazze’de! Bazıları için istatistik bilgisi olan bu ölümler anne babalar ve vicdanlar için her biri unutulmaz bir acıdır.

İSRAİL ADETA ÇOCUKLARA SAVAŞ AÇMIŞ DURUMDA

Şu an, biz burada bu toplantıyı yapıp bitirene kadar, daha kaç masum ve kaç masum çocuk can verecek? BM suskun, AB suskun, İslam İşbirliği Teşkilatı aciz; peki UNICEF ne işe yarıyor? Kuruluş amacı çocukları korumak olanlar, İsrail’in katlettiği çocuklar için ne yapıyorlar?  Çocuk, çocuktur! New York’ta da çocuktur, Kiev’de de! Çocuk, masumdur! Londra’da da masumdur, Gazze’de de masumdur! Hangi coğrafyada olursa olsun çocuk çocuktur ve masumdur. Söz konusu çocuklarsa ve söz konusu çocukları katledenlerse; ırkı, dini, mezhebi ve ideolojisi sorgulanmaz! Kim olursa olsun, nerede olursa olsun çocuk çocuktur; çocuk katilleri de çocuk katilleridir! Bu kadar net! Terör rejimi İsrail, bugün Gazze’de adeta çocuklara savaş açmış durumdadır! Dünya tarihinde bugüne kadar hiçbir diktatör, hiçbir rejim veya hiçbir devlet; bu denli alenen bir insanlık suçu işlememiştir! Bu nedenle artık hem uluslararası kuruluşlar hem de iktidar sahipleri harekete geçmelidir. Bugün Gazze’deki masum çocuklar için de harekete geçilmeyecekse; daha ne için ve ne zaman harekete geçilecektir? Gazzeli çocuklar için tek bir somut adım atmayanlar, yarın kendi çocuklarının yüzlerine nasıl bakacaklar? Bugün Gazze’de çocuklar açken, susuzken, tonlarca kiloluk bombalar altında can verirken sessiz kalanlar; bir daha hiçbir zaman adaleti, barışı ve insan haklarını ağzına dahi alamaz!

TBMM, GAZZE İÇİN TOPYEKUN HAREKETE GEÇMELİDİR

Bugün bu anlamlı gün vesilesiyle Gazi Meclisimizin kürsüsünden iktidarıyla, muhalefetiyle tüm siyasi partilerimize yeniden seslenmek isterim. Bundan bir asır evvel zalimlere karşı destansı bir mücadelenin karargahı olmuş TBMM, bugün Gazze için topyekun harekete geçmelidir. Kuruluş yıl dönümünü dünya çocuklarına bayram olarak armağan eden yeryüzü üzerindeki tek Meclis, bugün Gazzeli masum çocuklar için de elini taşın altına koymalıdır. Hangi siyasi partiden olursa olsun ben inanıyorum ki, bu çatı altındaki tüm milletvekillerimiz Gazzeli çocuklar için bir şeyler yapmak istemektedirler. Zira biliyorum ki; yürek yangınımız bir, acımız bir, hassasiyetimiz bir! Öyleyse artık Gazi Meclisimiz bir an evvel harekete geçmeli, bu konuda da bir kez daha tüm dünyaya örnek olacak kararlara imza atmalıdır. Bizler sadece kınamakla, sadece yürek yangını ile sadece bildiri yayınlamakla, sadece kürsülerden birkaç cümle kurmakla yetinemeyiz.

MAZLUMA UMUT OLACAK ADIMLAR ATMALIYIZ

Artık zalime korku salacak, mazluma umut olacak, çocukların yüzünü güldürecek somut adımları atma zamanıdır. Değerli milletvekillerimiz, muhterem arkadaşlar; evet Gazi Meclisimizi çok daha güçlü ve etkin kılacak adımları hep birlikte atmamız gerekiyor. Hem dış politikada hem de ülkemizin problemlerini çözmek ve insanımızın sıkıntılarını gidermek adına TBMM’nin etkili çalıştırılması şarttır. Bunun için öncelikle iktidar, muhalefetten gelen her teklifi hemen reddetme ezberinden vazgeçmelidir. Saadet-Gelecek Grubu olarak, bugüne dek birçok konuda teklifte bulunduk ve hepsi maalesef aynı ezberin duvarı ile karşılanarak reddedildi.

Emeklilerimiz için bir teklif getiriyoruz, reddediliyor,

Asgari ücretlilerimiz için bir teklif getiriyoruz, reddediliyor,

Mülakatlardaki adaletsiz uygulamalar için bir teklif getiriyoruz, reddediliyor,

Daha geçen hafta, İsrail ile yapılan ticaretin Gazze’ye zararını araştıralım dedik; hemen reddedildi.

Öyleyse; ‘siz insanımızın faydasına, ülkemizin yararına olacak tekliflerle gelin, biz sizi destekleyelim’ diyoruz; öyle bir adım da atmıyorlar.

MİLLETVEKİLLERİ VE BAKANLAR ETKİLİ OLMADIĞI SÜRECE PROBLEMLER ÇÖZÜLEMEZ

Cumhurbaşkanı Kararnameleri değil TBMM kararları, danışmanlar, saray bürokratları değil milletvekilleri ve bakanlar etkili olmadığı sürece ülkemizin problemlerinin çözümü mümkün değildir. Meclis’te adalet sağlanmadığı sürece, ülke genelinde adaleti tesis etmek mümkün değildir. Bugün TBMM’de 6 siyasi parti grubu bulunmaktadır, 5 de bağımsız milletvekilimiz vardır. Ayrıca grubu bulunmayanlarla birlikte toplamda 14 siyasi parti TBMM’de temsil edilmektedir. İktidar partisi başta olmak üzere, herkese bir çağrıda bulunmak isterim: gelin, vatandaşlarımızın derdine derman olacak kararlara hep birlikte imza atalım. Gelin, bir kez daha kısır tartışmalarla, yersiz çekişmelerle, suni gündemlerle vakit kaybetmeyelim. Öncelikle var olan Anayasa’ya uyalım, önce var olan yasaları kararlılıkla uygulayalım. Hukuk devletini egemen kılalım. Emeklilerimizin, asgari ücretlilerimizin, işçi, memur ve çiftçilerimizin yüzünü güldürecek kararları hep birlikte geçirelim. Vatandaşın kemerini biraz daha sıkmadan önce, yönetimde bulunanların kemerlerini biraz sıkalım. IMF’nin verdiği ev ödevlerini yapmak yerine, bu çatı altında hep birlikte ekonominin düze çıkması adına kafa yoralım. Şimdi sizlerin huzurunda iktidarda bulunanlara buradan sormak istiyoruz:

Siz, yolsuzlukla etkin mücadele etmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?  

Siz israftan vazgeçmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

Siz üreticinin, emekçinin, emeklinin hak ettiği ücreti vermek istiyor musunuz?

Siz adaleti tesis etmek, hukuksuzluklara son vermek istiyor musunuz?

Eğer istiyorsanız, ülkemizin problemlerinin çözüm reçetesi bellidir:

Ahlakı, adaleti ve maneviyatı önceleyeceksiniz.

İsraf, rüşvet ve yolsuzluklara son verecek; üretim ve istihdam ekonomisine geçeceksiniz.

Yanlış yatırımlarla ülkemizin kaynaklarını çarçur etmekten vazgeçip, ülke sathında hızlı ve yaygın kalkınma hamlelerini hayata geçireceksiniz.

IMF’nin acı reçetelerinden medet ummayacak, borç-faiz-borç sarmalına bizi daha fazla çekecek yeni dayatmalara imza atmayacaksınız.

Yandaşlarınızı kayırma yanlışınızdan vazgeçecek; sadece ama sadece ehliyeti ve liyakati esas alarak, gençlerimizin geleceğe ve ülkemize dair umutlarını yeniden yeşerteceksiniz.

Millete tepeden bakan, bunun da ötesinde artık görgüsüzlüğe varan ve her gün bir yenisi ortaya çıkan uygulamalara son verecek, bu kişileri derhal uzaklaştıracaksınız.

Şahsiyetli bir dış politikayı kararlılıkla uygulayacak, zikzaklarınıza son vereceksiniz.

Bu adımları attığınız takdirde, ülkemiz hızla derlenip toparlanacak; yüksek kur, yüksek işsizlik, yüksek faiz, yüksek borç, yüksek enflasyon döngüsünden çıkmamız mümkün olacaktır. İnsanımız siyaset kurumundan, derdine derman olacak adımların atılmasını beklemektedir. Bizler de bu çatı altında ülke ve millet gerçekleriyle, iktidarı yüzleştirmekte kararlıyız. Biz, insanımızın problemlerine bu çatı altında çözüm üretmekte kararlıyız. Biz, bir muhalefet grubu olmanın hakkını vermeye kararlıyız; iktidarı da iktidar olmanın hakkını vermeye davet ediyoruz.”